Samstag, 15. Oktober 2016

Düğün hazırlıklarınızı zamana yayın

Merhabalar...
Düğün telaşı, sıkıntısı, stresi aylar öncesinden başlıyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise herşeyin son an'a kalması. Bu nedenden dolayı "acaba yetişemicek mi? Yetişmezse napıcağım?" gibi şeyler düşünüyoruz, buda bizim kaygılanmamıza dolasıyla strese girmemize neden oluyor. Bu süreçte ister istemez zaten stres ve telaş oluyor ama bunu minimuma indirmek mümkün.
Nasıl mı?
Planlı bir şekilde hareket ederseniz, daha az yorulursunuz ve daha az strese girersiniz. En önemlisi işlerinizi son an'a bırakmayın, daha düğüne çok var diye düşünüp.

Düğünden 9-12 ay kala neler yapabiliriz...
Farzedelim ki nişan ve düğün arası bir yıl cıvarında olacak. Yapmanız gereken ilk şey nişanlınızla düğün tarihi belirlemek, daha sonra bu tarihi ailelerinize paylaşmak. Bunu hemen nişanlanır nişanlanmaz yaparsanız, ortadan belirsizlik kalkıcaktır. Daha sonra hemen düğün salonlarına bakın, fiyat listesi alın, detayları not edin. İçinize sinen bir yer bulduysanız ve güvenilir, uzun yıllardır hizmet veren bir salon ise, bir sene öncesinden reserve etmekten çekinmeyin. Çok az bir kapora ile istediğiniz tarihi size reserve ediceklerdir. Oniki ay öncesinden salon tamam diyelim, kafanızda konsepti belirleyin, internet üzerinden davetiye, gelin çiçeği, nikah şekeri ve en önemlisi gelinlik araştırmalarına başlayın. Beğendiklerinizi kayıt edin. Aynı zamanda çeyiz alişverişine yoğunlaşın. İndirimleri takip edin ve ilk önce en önemliler den başlayın. mesela küçük mutfak aletleri, elektrik süpürgesi, ütü, yemek takımı, çatal bıçak takımı, tencere seti gibi şeyler. Zaten bunları alınca yükünüz hafiflecektir. Daha sonra ufak tefek şeyler için alişverişe çıkın, mesela kepçe takımı, çay bardakları, baharat kavanozları, kek kalıbı gibi şeyler alın. Düğünüze 9-12 ay kala çeyiziniz neredeyse hazır olsun, geriye birtek yatak örtüsü, dekorasyon ürünleri ve ufak tefek gibi şeyler kalsın. Alışverişinizi çok fazla abartmayın, zira sonra koyacak yer bulamayabilirsiniz. 

Düğüne 6-9 ay kala...
Ev araştırmalarına başlayın, kira da mı oturcaksınız yoksa ev mi alıcaksınz, hangi semte oturcaksınız, detaylıca nişanlınızla konuşun. Daha sonra kira veya satılık ev fiyatlarını araştırın. Bunun için emlak emlak gezmesinize gerek yok, internet üzerinden de bakabilirsiniz. Bu süre de nikah işlemlerinizi de halletmelisiniz. Balayı içinde erken rezervasyon yapabilirsiniz, böylece indirimden de faydalanırsınız. Eğer mevsimlerden kış ise gelin çiçeğìni, yaptırmanın tam vakti. Kışın düğün sezonu olmadığından, herşey yaz aylarına göre daha uygun. Gelin çiçeğiyle birlikte saç aksesuarını ve hatta gelin ayakkabınızı da alın. Davetiyedir, nikah şekeridir onları da bu süre de hallederseniz, düğün ile ilgili geriye pek birşey kalmıyor. Eğer kınanızı evde değil de, salon da yapacaksanız, onuda araştırıp, 6 ay kala reserve etmeniz de fayda var. Nedime taçları, tefler, hatıralıklar gibi kına için gerekli malzemeleri de bu aylar da almalısınız. 

Düğüne 3-6 ay kala...
En çok bu zaman yorulcaksınız. Öncelikle fotoğrafcınızı ayarlayın. Daha sonra ev bakma işine yoğunlaşın. Eğer satın alacaksınız 6 ay evvelinden de alabilirsiniz ama kira düşünüyorsanız 2-3 ay evvelinden tutmalısınız. Diyelim ki ev buldunuz, hemen mobilya bakmalısınız ve bu süre de sipariş vermelisiniz. Zira aksilik olabilir ve beklediğiniz tarihten daha geç gelebilir. Daha sonra beyaz eşyaları, geri kalan çeyizlik eşyalarınızı alın. Mobilyalar geldikçe, çeyinizi evinize yerleştirin. Bu süre zarfında eğer çok fazla kilonuz değişmiyorsa, gelinlik ve damatlık işini de aradan çıkartın. Geliniğinizi katiyen son an'a bırakmayın. Gelinliğinizi alırken, kına elbisenizi de unutmayın. 

Düğüne üç ay kala...
Ev, gelinlik-damatlık, çeyiz, beyaz eşya, mobilya, salon, davetiye, nikah şekeri, fotoğrafcı, balayı hepsi tamam. Geriye tatlı telaşlar kalıyor. Keyifli keyifli hazırlanmanız gereken bir süreç. Üç ay kala salona gidip detayları konuşun ve tekrar düğünüze bir hafta kala gitmenizde fayda var. Davetiyeleriniz dağıtın. Bu süreçte iyi bir kuaför araştırın ve randevu alın. Konvoy süslerini hazırlayın. Gelin arabası kiralayın. Bir ay kala giysilerinizi yeni evinize yerleştirin. Ufak tefek eksiklerinizi tamamlayın. Bu süre de bolca kendinize vakit ayırabilcek zaman kalmalı. 3 ay kala olabildiğince çok az stresiniz olmalı. Maalesef her zaman böyle planlı bir şekilde hareket etmek mümkün olmuyor ama olabildiğince son bir ay yormayın kendinizi .

Mittwoch, 21. September 2016

Düğünüz de işinize yarayacak öneriler

Bu önerileri muhtemmelen size kimse anlatmamıştır, halbuki bu öneriler düğün günü mutlaka işinize yarayacaktır.
Bugün rastgele yabancı bir sayfa da gördüm bu önerileri, biraz daha araştırıp faydalı bilgileri bir kenara not ettim, defalarca duyduğumuz önerileri ise genel bilgi olarak not ettim.
Gelelim işimize yarayacak olan bilgilere..

Bu öneri özellikle yaz aylarında evlencekleri ilgilendiriyor. Gelinliklerin kumaşından ve işlemesinden ötürü, oldukça terletiyormuş. Tabii terlemeden dolayı bir süre sonra cildiniz de tahriş ve pişik oluşabilir. Bunu durumu engellemek için bebek pudrası kullanabilirsiniz. Özellikle bacak bölgenize gelinliğinizi giymeden önce bebek pudrası sürün. Koltuk altınıza da pudra uygularsanız, terlemenizi azaltcaktır ve koku oluşumunu engellecektir. 

Kahvaltı etmeyi unutmayın. Bu öneriyi bir çok kez duymuşuzdur ama burda önemli olan kahvaltı da ne yiceğimiz. Zira heyecandan, stresten ve telaştan canımız birşey yemek istemicektir. Düğün esnasında bayılmak veya fenalaşmak istemiyorsak bizi düğün pastasına kadar idare edicek besinler tüketmeliyiz, buda demek oluyor ki 14-16 saat boyunca kendimizi enerjik hissetmemize yardımcı olacak, aynı zamanda tokluk hissi veren gıdalar tüketmeliyiz. Bunlar mesela tam tahılı yicekler, süt ürünleri ve meyve gibi yiceklerdir. Bu durumda müsliyi yoğurtla yiyebilirsiniz, hatta içine meyve de doğrayabilirsiniz. Ekmeksiz olmaz diyorsanız, tam tahılı ekmek tercih edin yanına bol yeşilik ve meyve tüketebilirsiniz. Meyve olarak elma, muz, erik gibi mevsime uygun meyveler tüketebilirsiniz. 

Ayakkabı da, muhtemmelen hepimizin tercihi topuklu ayakkabı olcaktır. En rahat ayakkabı bile bir süre sonra canımızı yakıcaktır. Stilleto giymeyi düşünen biri olarak bu konuda da araştırma yaptım. İlk tavsiyelerden biri ayakkabıların içine jel süngerler yerleştirmek. Ayak bakım reyonunda birçok marka ve ayakkabınızın modeline uygun sünger bulmak mümkün. Bu süngerler bir süre bizi idare edicektir. Ama bir süre sonra ayağımızın fazla sürtünmesinden dolayı jel sünger bozulabilir hatta ayakkabıdan çıkabilir. Bu durumda ayağınız su toplayabilir. Bu yüzden su toplayan ayaklar için özel yara bantlarından almayı unutmayın. Düğün esnasında acısını hafifletcektir. Benim bir diğer önerim ise ayaklara ve ayakkabıya bebek pudrası sürmeniz. Terlemeyi önlediğinden dolayı tahrişi de azaltıyor.

Üstünüze birşey dökülürse bununda bir çaresi var. Özel leke çıkarıcı kalemler her türlü lekeyi çıkartabiliyor. 

En son öneri ise acil durum çantası.
Mutlaka böyle bir çanta hazırlayıp, en yakınıza emanet etmelisiniz.
Bu tarz çanta da neler mi olmalı?
-Makyaj malzemesi mesela ruj, allık, far, kapatıcı gibi.
-parfüm ve deodrant
-Bebek pudrası
- sakız ve kan şekerinizi hemen dengelemenize yardımcı olabilcek şeker
-İğne ve iplik
-yara bandı, ayaklarınız için özel yara bandı
-ağrı kesici
-leke çıkarıcı kalem
-saç spreyi ve saç tokası
-rahat bir ayakkabı veya terlik
-mendil, kolonya

Şimdilik işimize gerçek anlamda yarayabilcek öneriler olarak bunları buldum, ileri ki zaman da bulucağım her faydalı öneriyi sizlerle paylaşcağım. 

Montag, 19. September 2016

Düğün konsepti part 3

İhtişamlı düğün konsepti...


Bu tarz konseptler tartışılmasız en çok otel salonlarına ve havuz başı düğünlerine yakışıyor. Tabii herkesin lüks bir otel de düğün yapma gibi şansı olmuyor. Dolasıyla küçük dokunuşlarla, hayaliniz de ki ihtişamlı düğünü her ortama yansıtabilirsiniz. Tabii diğer konseptlere göre bu konsept için daha fazla bütçe ayırmanız gerekcektir. 

Davetiye seçimi...
Bu tarz bir konsept istiyorsanız, karikatürlü ve espirili davetiyelerden uzak durun. Kadife kabartmalı, taşlı modeller tercih edebilirsiniz. Bu tarz bir konsept için çoğunlukla altın veya gümüş yaldızlı modeller tercih ediliyor. Bütçe sorunuz yoksa eğer kutu içinde davetiyeler tercih edebilirsiniz.

Nikah şekeri/hatırası..
Davetli sayınız fazla değilse eğer, pleksi aynadan hazırlanmış hatıralıklar tercih edebilirsiniz. Bu konuda seçenek oldukça fazla. Hoş bir süslemeyle ihtişamlı ortama daha da ihtişam katıcaktır. Davetiye sayınız fazla ve bütçeniz de az ise, çikolata kutularını tercih edebilirsiniz. Görünüş itibariyle hem gösterişli hemde şık bir seçim olcaktır. İçine badem şekeri veya draje koyabilceğiniz gibi, çikolata da koyabilirsiniz. Bu tarz kutular da seçenek oldukça fazla, her bütçeye göre uygun bir kutu bulmanız mümkün. Çarşı çarşı gezmek istemiyorsanız, internet üzerinden yurtdışından sipariş verebilirsiniz.

Mekan süslemesi...
En zor kısım bu olcaktır, diğer konseptlere göre daha fazla malzemeye ve daha fazla bütçe ihtiyacınız olcaktır. Büyük gösterişli şamdanlar, loş bir ortam, birsürü çiçek ve kristal taşlar akla gelen ilk şeyler ihtişam denilince. Bu konsept için en uygun renkler pembe, fuşya, lila, mor ve beyaz. Bu renkleri lame veya dore renkleriyle kombin yapabilirsiniz veya lila-mor, pembe-fuşya gibi renkleri birlikte kullanabilirsiniz. Bu şekilde daha gösterişli olcaktır. Canlı çiçekler her zaman daha hoş bir görüntü oluşturuyor ama mekan sahibi tarafından karşılanmıcaksa, ciddi anlamda bütçeniz zarar görebilir. Uzakdoğu internet sayfalarında dilediğiniz yapay çiçeği bulabilirsiniz. Hem göşterişli hemde uygun fiyata sahip olabilirsiniz. Risk almak istemiyorsanız yapay çiçek satan bir dükkana uğrayıp planlı bir şekilde alişveriş yapabilirsiniz ve kesinikle pazarlık yapmayı unutmayın. Çiçek alırken canlı renkler tercih edin ve boy olarakta uzun olmalılar. Gelelim nasıl dekore edinceğinize. Davetlilerin oturcağı masalar da mümkünse renkli masaörtüleri seçin, tozpembe, lila veya yavruağızı gibi.  Eğer mekan sahibi seçim hakkı sunmuyorsa, renkli masaörtü almak yerine standart beyaz örtüyü kullanın. Ortaya yuvarlak veya kare kesim ayna koyun, ve o ayna üstüne vazo veya başka bir obje kullanın. Eğer masalarda çiçek olsun istiyorsanız, cam veya gümüş vazoların içine aldığınız göşterişli büyük çiçekleri yerleştirin. Biraz masalara doğru sarkan çiçekler hoş bir görüntü sağlıcaktır. Çiçek olarak iki renkte hazırlanmış lavanta örneğin fuşya ve pembe yada orkide seçebilirsiniz. Aşağa doğru sarkan çiçeklerden hoşlanmıyorsanız büyük farklı tonlar da güller tercih edebilirsiniz.
Çiçek düşünmüyorsanız, topladığınız veya aldığınız ağaç dallarını beyaza boyayın ince cam bir vazoya yerleştirin ve kristal kesim cam boncukarla süsleyebilirsiniz. Bu boncukları çok uyguna internet den bulabilirsiniz.
Masalara aynı zamanda renkli veya şefaf kristal kesim cam boncuklardan serpebilirsiniz. Eğer çiçek kullanırsanız bolca gül yaprakları masalarda kullanabilirsiniz. Mümkünse vazoların altına renkli led kullanın loş bir ortam yaratmak için. Mümkün değilse masalara renkli yanan led mumlar koyun. Sandalyeleri renkli tüllerle birlikte çiçeklerle süsleyin. Kırmızı halı yerine sahte gül yapraklarıyla hazırlanmış bir yoldan yürümeyi tercih edin. Gelin-damat masanıza beyaz örtü seçip yere doğru sarkan çiçeklerle süsleyin bir uçtan diğer uca kadar. Tavanı bir uçtan diğer uca kadar örneğin pembe ve başka pastel renkler de şifon tüllerle süsleyin. Mümkünse mekanın bir çok yerine buketler yerleştirin. 

Detaylar...
Anı defterini pleksi aynalı bir model seçebilirsiniz, kalemde mutlaka tüy kalem olmalı. Nedime bileklikleri inci veya kristal boncuklarla hazırlanmalı, üstüne orkide, gül gibi çiçekler kullanılmalı.

Gelin-damat
Gelinlik seçiminiz prenses modelden yana olabilir yada A formunda upuzun kuyruklu bir gelinlik tercih edebilirsiniz. Bu konsept için inci, taş, dantel gibi gelinlik süslemelerin hepsi uygun olcaktır. Ağır tok kumaşlı gelinlikler ihtişamlı ortama uyum sağlamanızı kolaylaştırcaktır. Düzgün taranmış topuzlar veya vav dalgalı saçlar bu konsept için gayet uygun olcaktır. Saç aksesuarı olarak taşlı tokalar taçlar veya kristal saç aksesuarları kullanabilirsiniz. Makyaj olarak buğulu bir gözmakyajı, naturel renkte bir ruj tercih edebilirsiniz. Damatlar bu tarz bir ortam için klasik kesim smokin tercih etmeliler, en uyumlu renkler krem, beyaz ve siyah smokinler olcaktır.

Bu konsept herkesi etkileyen ama hazırlaması oldukça güç olan bir konsept. Dolasıyla böyle bir konsept için, aylar öncesinden hazırlık yapmanız gerekiyor.

Sonntag, 18. September 2016

Düğün konsepti part 2

Doğa konsepti...


Doğa konsepti tartışılmasız en çok kır ve orman düğünlerine yakışıyor. Ama hava şartları veya bütçeden dolayı kapalı salonlarda da bu konsepti gerçekleştirmeniz mümkün.

Davetiyeden başlayalım...
Davetiyenizi çiçek baskılı seçebilirsiniz, hasır bir iple bağlayıp, doğa konseptine uyum sağlayabilirsiniz. Bir diğer seçenek çuval kumaşıyla tasarlanmış davetiye seçimi olabilir, üstüne çam dalı ile süsleme yapıldığında hem sade hemde şık bir tasarım ortaya çıkıcaktır. Davetiye için ayırdığınız bütçe minimum ise, kendi davetiye tasarımını kendiniz hazırlayın. Orman veya yeşilik bir alana, kraft kağıdından pankart hazırlayıp iki ağac arasına bağlayın. Yere de düğünüz de kullancağınız aksesuarları koyabilirsiniz. Bu şekilde profesonelce fotoğraf çekin ve bastırın. Pankarta isimlerinizi ve düğün tarihi dışında, doğada çekilmiş fotoğraflarınızı da yapıştırabilirsiniz. 

Nikah şekeri...
Nikah şekeri için renkli tohum toplarını tercih edebilirsiniz, hem doğa için faydalı hemde görünüm açısından da oldukça hoş bir seçim olcaktır. Bir diğer klasikleşmiş seçenek ise fidan olcaktır. Buda oldukça doğa için faydalı ve sevilen bir seçenek. Kendi nikah şekerinizi kendiniz yapmak istiyorsanız, çuval keselerin içine kuru lavanta koyabilirsiniz, sonra papatya veya lavanta veya çam dallarıyla süsleyebilirsiniz.

Gelelim mekana
Açık hava mekanlarda işiniz daha kolay, hiçbirşey yapmasanız bile konseptiniz rahatlıkla anlaşılır. Kapalı mekanlarda biraz daha çabalamanız gerekcektir.
Açık olsun kapalı mekan olsun, doğa için en uyumlu renkler beyaz, yeşil, turuncu, sarı ve mor. Seçiminiz beyaz ise sandalyelere cipsolu süsleme tercih edebilirsiniz. Sarı ve turuncu renklerini  seçerseniz papatyalı süsleme uyumlu olcaktır. Mor renginde ise lavanta, yeşil rengin de ise çam dalları ve yapraklar uyumlu olcaktır. Sandalyelerinizi renkli tüllerle birlikte bu bitkilerle süslersiniz çok hoş bir ortam olucaktır. Masa düzeni de seçim hakkınız varsa, kesinikle canlı çiçekler tercih edin hatta mümkünse konseptinize göre papatya, lavanta, beyaz çiçekler tercih edebilirsiniz. Eğer seçim hakkınız yoksa ve hiçbir süsleme dahil değilse, biriktirceğiniz cam şişelere kır çiçekleri koyup masaları süsleyebilirsiniz. Dünkü konsepti de ki gibi kavanozlara mum koyup hasır iple bağlayabilirsiniz, üstüne lavanta veya çam dalı yapıştırak süsleyebilirsiniz. Masalara iki veya üçer tane koyarak, masalara canlılık verebilirsiniz.  Ağaclara veya kapalı ortamlarda tavanlara asıcağınız fenerlerle romantık bir atmosfer sağlayabilirsiniz. 

Detaylar...
Anı defterini çuval kumaşıyla kaplayıp, konseptinize göre papatya, lavanta veya çamlarla süsleyebilirsiniz. Aynı şey nedime bileklikleri için de geçerli beyaz saten kurdele üstüne konseptinize göre lavanata papatya veya bol yapraklarla birlikte kır çiçekleriyle süsleme yapabilirsiniz.

Gelin ve damat...
Gelinlik düz uçuş uçus bir tasarım olmalı. Dantel veya kristal şefaf taşlarla işlenmiş, derin sırt dekolteli gelinlikler tercih edebilirsiniz. Bu konsept için en uygun gelinlik kumaşı şifon tarzı kumaşlardır. Doğa konseptli düğünler de balık modellerini de tercih edebilirsiniz. Saçlarınız doğala yakın olmalı, hatta örgü kullanarak saçlarınızı daha romantık görünmesini sağlayabilirsiniz. Saçlarınız açık veya toplu olsun, kesinikle saç aksesuarı olarak kır çiçekleri kullanmalısınız. Bunun için sınırsız seçenek var, ister kır çiçeklerinden oluşan taç isterseniz sadece aralarına takacağınız çiçekler seçebilirsiniz. Makyajiniz yok denilcek kadar az ve kesinikle toprak tonlarında olmalıdır. Gelin buketiniz bol yapraklı bir model seçebilirsiniz yada sırf lavantadan veya papatyadan oluşan buket seçebilirsiniz. Damatlar ise açık mekanda olcaksa eğer kısa paçalı damatlıklar tercih edebilir, kapalı mekanlarda klasik smokinler daha uygun olcaktır. Doğa konseptine her renk damatlık uyum sağlıkcaktır, özellikle bordo damatlıklar çok şık olcaktır.

Doğa konseptine en önemli detay abartıdan uzak, samimi ve bol yeşilikli bir ortam olmasıdır. Böyle bir konsept düğüne davetli olarak katılcaksanız, pastel tonlarında mesela vizon, krem, pudra pembesi renklerin de  rahat bir elbise seçmelisiniz, saçlar ve makyaj doğala yakın olmalıdır. Olabildiğince gerçek çiçek kullanılmalı bu tür ortamlarda. 

Bir daha ki yazımda lüks ve göşterişli bir düğün konsepti için yapmanız gerekenleri yazıcağım.

Samstag, 17. September 2016

Düğün konsepti part 1

Düğünüz de bir konsept belirlemek, işinizi kolaylaştırcaktır. Bunun için bir organizasyon şirketiyle anlaşabilirsiniz.
Aslında düğün mekanların çoğunda organizasyon dahil oluyor ama ekstra isteklerinize ya olumsuz cevap veriyorlar yada standart süsleme dışında olanlar için ayrı bir ücret talep ediyorlar. Diyelim ki standartın dışına çıkmak istiyorsunuz veya düğün mekanında hiçbir süsleme dahil değil, bütçemiz de az organizasyon şirketiyle anlaşmak için diyelim. Napcas? Hayallerimizi bir kenara mı atıcağız? Tabii ki de hayır. Az bir bütçeyle hayallerimize en yakın düğünü, kendi ellerimize hazırlayabiliriz.
İlk olarak bu yazımda deniz konseptli düğün hazırlıklarından bahsetmek istiyorum
Deniz konseptinden bahsedince, aklımıza ilk olarak plajlarda veya tekne de gerçekleşen düğünler geliyor. Ama bu konsepti çok seviyorsanız, elbette kır mekanlarda hatta kapalı düğün salonlarında bile uygulayabilirsiniz. 

Ilk olarak davetiye seçiminden bahsedelim.
Davetiyeniz düğünün konseptiyle ilgili ipucu vermeli. Standart gemi dümenli veya midye kabuklu davetiye seçebilirsiniz, bu konuda seçenek oldukça fazla. Yaratıcı olsun diyorsanız bir cam şişenin içine biraz ince kum koyup içinede bir kağıda davet yazınızı yazdırıp, rulo yapıp cam şişenin içine koyup, dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz. Bu biraz masraflı olur diyorsanız, sahile gidip kumların üstüne adlarınızı ve düğün tarihinizi yazın. Gelin çiçeğini veya gelin, damat ayakkabılarınızı isimlerinizin yanına koyun ve iyi çeken bir fotoğraf makinesiyle bir kaç poz çekin. Daha sonra dijital baskı yerlerinde bastırın. Hem farklı hemde oldukça uygun bir davetiyeniz olcaktır.

Nikahınız düğün mekanında olcaksa eğer,
nikah şekeri de lazım. Davetli sayısı ne kadar çok ise, nikah şekeriniz de bir o kadar da uygun olması gerekiyor. Ama uygun olcak diye de eski usul biblolardan yaptırmak zorunda değilsiniz. Hem güzel hemde uygun nikah şekeri, kendi hazırladığınız nikah şekeridir.
Bunun için bu kavanozlardan veya cam şişelerden kullanabilirsiniz.
Bu kavanozlara veya şişelerin içine ne koyarsanız koyun, çok hoş oluyorlar. 
Mesela ilk önerim jel mum şeklinde hazırlamanız. En dibine mavi minik taşlar koyup daha sonra bir iki tane nazar boncuğu, minik midye kabukları ve minik deniz yıldızı koyup, daha sonra benmari usulü eritiğimiz şefaf jel mumuzu dökebiliriz. Kapağına yuvarlak isim etiketlerinizi yapıştırın. Hasır iple kapağın hemen altından baģlayın ortasına bir inci veya bir bir deniz yıldızı yapıştırın, böylece nikah için hediyeliğiniz hazır olcaktır. 
Mum eritmekle felan uğrasmak istemiyorsanız veya mum biraz pahalı geldiyse bunun yerine şefaf kolonya da kullanabilirsiniz. Aynı şekilde gayet hoş durcaktır.
Şekersiz nikah şekeri olmaz diyorsanız, bu kavanozların içine beyaz kalpli şekerler koyabilirsiniz, kapağına çuval kumaşı kullanıp üstüne midye kabukları ve inci yapıştırabilirsiniz.
Farklı ebatlar ve şekiller de kavanoz ve cam şişe bulmanız mümkün.
Eğer bu tarz birşey tercih etmiyorsanız, sabun tercih edebilirsiniz.
Konseptinize uygun bir silikon kalıp seçin, mesela deniz yıldızı gibi. Kişi sayınıza göre sabun bazı ve de hoş bir koku alın. Sabunuzu eritip içine koku sıkıp, kalıplara dökün ve sabunlarınızı organze minik torbaların içine koyup dilediğiniz gibi süsleyin.
Ben uğraşamam ama uygun da olsun diyorsanız, ahşap magnetler yaptırabilirsiniz. Bu konudada seçenek fazla.

Gelelim mekana...
Masalar da çoğunlukla beyaz örtü kullanıyorlar ama sandalye süsleme konusuda, renk seçeneği oldukça fazla. Deniz konsepti istiyorsanız ya beyaz yada mavi seçmelisiniz. Mavi seçerseniz sandalye süsleme için ek olarak hasır ipler de kullanabilirsiniz. Eğer seçiminiz beyaz ise sandalyelerinizi ek olarak tellere dizili beyaz incilerle süsleyin veya süslettin. 
Şamdan veya vazo seçme hakkı sunarsa eğer mekan sahibi, mutlaka içinde su bulunan şamdan veya vazoları seçin. Eğer seçim hakkınız yoksa yapıcak birşeyiniz yok, masanın üstüne koycağınız minik deniz yıldızları ve midye kabuklarıyla, konsepte uyum sağlayabilirsiniz. Eğer sandalye süslemelerini beyaz renk tercih ettiyseniz, masanın üstüne midye kabuklarıla birlikte nazar boncukları da koyabilirsiniz. Diyelim ki masalarda şamdan felan olmıcak, işte o zaman biriktirceğiniz şefaf cam kavanozların etiketlerini sicak suda çıkartın, hasır iple kavanozu bağlayın ortasına midye kabuğu yapıştırın, içinede küçük mumlardan koyup masalara ikişer veya üçer tane tam ortaya yerleştirin.
Buarada midye kabuklarını sahillerden toplayabilirsiniz. 

Anı defteriniz, nedime bileklikleri ve diğer detaylar da konsepte uyum sağlamalı.
Mesela anı defteri çuval kumaşıyla kaplayıp üstüne kum, midye, inci yapıştırabilirsiniz.
Nedime bileklikleri için inci boncuklarını lastiğe dizip, dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.

Tabii böyle bir konsepte, ağır, taşlı ve çok kabarık gelinlik uyum sağlamaz. Hafif işlemeli, sadeye yakın, düz veya hafif A formu kabarık gelinlikler, yani kısacası romantik gelinlikler uyumlu olur. Saçınız da tabii ki doğal, salaş topuzlar veya örgülü topuzlar yada su dalgalı açık saçlar konseptinize çok uyumlu olcaktır. Saç aksesuarı olarak ta gerçek deniz yıldızı, incilar kullanabilirsiniz. Açık saç düşünüyorsanız incili saç bantları çok yakışcaktır. 
Gelin çiçeğiniz de ilaki midye kabukları, inciler felan olmak zorunda değil ama renkli çiçeklerden kesinikle uzak durun, sade beyaz buketler konsepti tamamlıcaktır.
Damatlar da seçenek fazla yok ama tabii ki böyle bir konsepte en uyumlu smokinler lacivert ve beyaz veya krem rengin de çeketler. Bu senenin modası olan, paçaları kısa olan damatlıklar, aslında tam bu konsepte göre, tam sahil havasını yansıtıyor, birde güneş gözlüğü takarlarsa (güneş varsa),  çok havalı olcaklardır.

Önerilerim bu kadar.
Pasta konusuna değinmedim, kendiniz seçme imkanız varsa konsepti söylemeniz yeterli, seçim hakkınız yoksada sorun yapmayın konsepte uyumuyor diye.
Sonuçta pasta gelmesiyle gitmesi bir olcak.

Bir daha ki yazım, doğa konseptiyle ilgili olacak...

Sonntag, 28. August 2016

Çeyiz listesi

Başka ne eksiğim var?... Tüm çeyizim tamam mı?... Başka ne almalıyım?...
Ah çeyiz hazırlığında olan her kizin kafasını kurcalayan sorular. Daha önceden çeyiz listesi gördüm internet de ama bana hitap etmiyordu, çok fazla detay içeriyordu. Dolasıyla bir evde olmazsa olmazlarını not ettim ve ortaya işimize yarayacak bir liste çıktı. Tabii unuttuklarım olabilir veya bilerek yazmamışta olabilirim. Siz listenizi kendinize göre şekilendirirsiniz zaten. 
Gelelim çeyiz listesine...

MUTFAK
-Küçük mutfak aletleri: Tost makinesi, blender, kettle, mikser, kahve makinesi, rondo. 
-Mutfak tartısı
- 12 kişilik misafirlik yemek takımı
- 12 kişilik misafirlik çatal- bıcak-kaşık takımı
-12  kişilik misafirlik su bardaği, kadeh ve karaf
- Misafirlik kahvaltı seti
- 6 kişilik veya 12 kişilik gûndelik tabak
- 6 veya 12  kişilik gûndelik çatal-biçak-kaşık takımı
- 12 kişilik gündelik su bardağı
- gündelik kahvaltı seti
- tencere seti
- düdüklü tencere
- Tava
- Elekterikli veya elekteriksiz cezve
- çaydanlık
- 12 kişilik misafirlik çay seti (çay bardağı, tabağı, kaşıkları, tepsisi, şekerliģi)
- 6 kişilik gündelik çay bardakları ve tabakları
- kahve fincanları 12 kişilik
- 12 kişilik kahve sunumu için minik su bardakları
- Baharatlıklar 
- Bıçak seti
- 12 kişilik meyve bıçağı
- kepçe takımı
- yumurta fırçası, maşa, pasta küregi, merdane, kurabiye kalibi, kek kalıbı, pizza bıçağı
- Nihale
-  Kesme tahtası
- Ekmeklik
- Buz kalıbı
- Saklama kapları
- tepsi
- fırın tepsisi
- kap
- tuzluk
- sirkelik
- yağdanlįk
-peçetelik
- bardak ve tabak altlıģı
- mutfak önlüğü ve eldivenleri
- mutfak havlusu
- bulaşık bezi
- masa örtüsü, peçete ve peçetelik
- çöp kovası

YATAK ODASI
- çift kişilik yorgan
- iki- üç yastık
- çift kişilik bataniye
-  tek kişilik bataniye
- 2-3 tane çift kişilik nevresim takımı
- çift kişilik pike
- tek kişilik pike
- yatak örtüsü
-kiyafet askısı

BANYO
- banyo seti (sabunluk, sıvı sabunluk, tuvalet fírçası, banyo çöp kovası)
- havlular
-ayak havlusu
- bornoz takımı
- kirli sepeti
- tuvalet halısı

DİĞER
- elekterik süpürgesi
- çamasırlık
- çamasır sepeti
- mandal
- toz bezleri
- temizlik kovası ve paspas
- kapı önü paspası
- ütü
- ütü masası
- vazo
- iğne iplik ve dikiş kutusu
- vazo
- isteğe bağlı dekorasiyon ürünleri ( çerçeve, şamdanlar, runner veya örtü, sunum için ayaklı pasta tabağı, bambu ürûnler, servislikler vs.)

Fazla detaya inmeden, sadece olması gerekenleri listemize yazdık. Muhtemmelen alışverişimizi yaparken, detaylar daha cazip gelicektir ve asıl almamız gerekenler yerine sunumluk malzemeler almayı tercih edeceğiz.😊 
Dolasıyla kızlar biz kendimizi alişverişe kaptırırken, yanımızda bizi durdurcak birileri olması, cüzdanlarımız açısından çok iyi olucaktır 😊😊

Dienstag, 23. August 2016

Evlilik yolunda tasarruf etmenin yolları

Evlilik hazırlığında olanlar çeyiz alışverişi, mobilya, düğün dernek, balayı derken epey bir bütçeyi zorluyorlar. Hatırlıyorum da bir sene önce ne kadar da hafife almıştım bu işleri, "Nişanlık için bütçe 500 tl olsun, senin takım elbisen 400 tl olsa, mekanı da en fazla bin tl ye hallederiz, bohça ikimizin toplam 600 tl tutar, hatıralıklar-nişantepsisi-süsler hepsi 300 tl tutar en fazla", derken herşey planladığımızdan iki hatta bazileri için üç katı fazla ücret ödedik. Yani evdeki hesap çarşıya uymadi. 
Dolasıyla nişanda ki gibi ayırdığımız bütçeyi açmamak adına tasarruf etmenin yollarını araştırdım ve sizinle de paylaşmak istedim.

Zamana yayın
Çeyizi birden değil zamana yayarak hazırlayın ve kesinikle indirimlerden faydalanın. Zamana yaydığınız da aldıklarınız göze batmaz, bütçenizi zorlamaz ve indirimlerden faydalanırsınız.

Erken rezervasyon
Balayı rezervasyonunu erken yaptığınız da %40lara varan indirimlerden faydalanabilirsiniz. Bazi fotoğrafcılar da erken rezervasyon yapıldığında %50 ye varan indirim uyguluyorlar. 

Gelinlik-damatlık
Örneğin yazın evlencekseniz, mart gibi gelinliğinizi damatlığınızı alın. Zira yazın zaten yoğun olan modaevleri size yeterince ilgi göstermeyebilirler. Ayrıca düğün sezonu açılmasıyla birlikte fiyatları yükseltiyorlar, oysa ekim-mart ayları arası öyle mi? Değil tabii ki.  Modaevleri sezonda ki kadar iş yapamıyorlar ve müşteriyi ellerinden kaçırmamak adına ellerinden geleni yapıyorlar. Daha bir ilgili oluyorlar, daha çok özeniyorlar, birde daha kolay pazarlık yapılıyor. Size zaten sezondan daha uyguna bir fiyat söyliceklerdir ama pahalı diyin ve pazarlığın dibine vurun. Tabii ki mantık çercevesinde pazarlık yapın. Bu şekilde %50 ye kadar varan indirim söz konusu olabilir 

Kendiniz yapın
Yapabilceğiniz herşeyi kendiniz yapın. Çeyiziniz için supla, bardak altlıkları, kapı süsü, ahşap ve polyester boyarak yapabilceğiniz objeler, tepsiler vs. gibi şeyler yapabilirsiniz.
Nikah şekerinizi, nedime bilekliklerini, gelin çiçeği ve yaka çiçeği, kına hatıralıkları, nedime taçları, tef süslemesi yani düğünüze ve eğlencenize renk katıcak şeyleri siz yapın.
Bunları kuzen veya arkadaş çevresiyle yaptığınızda hem çok eğlenceksiniz hemde baya tasarruf ediceksiniz. Mesela nişan buketimi 17 tl ye mal ettim ve dişarda ki yapay buketlerden hiçbir farkı olmadı.

Çeyiz paketlerinden faydalanın
Beyaz eşyadan mobilya ya kadar paketler mevcut. Tek tek almaktan ziyade çok daha uyguna geliyor ama yinede pazarlık yapmayı unutmayın. 

Düğün
Yemekli veya kokteyli düğün oldukça pahalı. Düğün zaten sabaha kadar sürmüyor, eğlenceğiniz bir kaç saati de yemek yemekle harcamayın. Konuklarınız tam eğlenirken ana yemeğin geldiğini gördüklerinde, pisti terkedebilirler. Yani hem cebinize zarar yemekli düğün hemde eğlencenize. "Yemeksiz olmaz, uzaktan akrabalar gelcek" diyenler varsa, onunda çözümü var çevrenizde ev yemekleri hazırlayan bir lokanta varsa onunla anlaşın. Gelen konuklarınızı yemek fişi ile birlikte lokantaya yönlendirin, böylece evde yemek trafiği ve dağınıklık olmadan herkes karnı doymuş olcak. Diyelim ki çevrenizde öyle bir lokanta yok, onunda çaresi var ev yemekleri hazırlayan catering ajansları gibi. Geliyorlar gösterdiğiniz yere kuruyorlar standı mesela balkon veya kullanmadığınız bir oda. Firma tabaklarına kadar getiriyor, konuklarınız yedikten sonra bulaşıkları da alıp gidiyorlar. Bu şekilde çok daha uyguna gelicektir. Düğünde de mekan sahibi izin verirse kendiniz kokteyl tarzı hazırlayın mesela meyve, kurabiye, kanepe, kabuksuz çerez bu tarz atıştırmalıklar koyun masalara.  Birde düğünü pazartesi-perşembe arası yaparsanız %50 daha uyguna gelir size düğün.

Mûmkünse evlenceğinizi söylemeyin
Özellikle barkod ile çalışmayan mağazalarda "çeyizim için" , "evleniyoruz da biz onun için koltuk takımı bakmaya geldik"  felan demeyin. Ha çeyiz paketi varsa ve cazip bir paket ise o ayrı, o zaman direk söyleyin. Ama onun dışında söylemeyin, yanınızda büyükler varsa onlar kendilerine alıyormuş gibi yapabilirler. Nişan elbisemimi kuzenimin düğünü için dedim ki gerçekten onun düğününde de giymeyi planlıyordum, kuaföre de kuzenimin düğünü dedim 35 tl ye hallettik. Nişanlancağımı anlayanlar ciddi anlamda fiyatı yükselti.

Lükse kaçmayın
Şık ve kaliteli olmasına önem verin, heveslerinizi yapın ama abartmayın. Düğünden sonra zorluk çekmeye başlayınca pişman olabilirsiniz. Bütçenize göre hareket edin. Ön araştırma ve doğru zamanlama da alışveriş yaparak, herşeyin en gûzelini en uygununa alabilirsiniz. 

Samstag, 20. August 2016

Nişan deneyimleri

İnsan deneyim yaşamadan bir takım şeyleri bilemiyor, maalesef. Bende Nişan deneyimlerimi sizinle paylaşcağım ki, belki o gün gelip çatığında işinize yarar😊

Mutlaka yapın...
Öncelikle mutlaka yapmanız gerekenlerle başlayalım.

🎀Bol bol ön araştırma yapın. Ben interneti kullandım bunun için. Mesela ilk defa aynalı nişan tepsisi gördüğümde bayılmıştım, sonra araştırdıkca birsürü sayfanın bunu yaptığını gördüm ve ilk gördüğüm nişan tepsisini beğenmemeye başladım. "İşte bu" diyene kadar baktım, bulunca da aylar öncesinden sipariş verdim. Ön araştırma sayesinde en son trendleri de gözden kaçırmamış oluyorsunuz. 

🎀Mümkünse kısa bir süre de değil, zamana yayarak alışverişinizi yapın. Ben alışverişimi bir isteme olmadan aylar öncesinden yaptım birde isteme ile nişan arasında ki bir haftada yaptım. Sonuç şu ki aylar öncesinden yavaş yavaş aldığım şeyler çok içime sindi ve fiyat olarakta en güzellerini en uyguna aldım. Bir hafta içinde aldıklarım "işte bu" dediğim değil de,  "güzel, fena değil" dediklerimdi. Çünkü vakit kısıtlı olunca bulamıcağım diye endişeleniyorsun ama zamana yayınca "daha aylar var" diyip rahat rahat araştırıp, eninde sonunda istediğini buluyorsun.

🎀Mutlaka gün boyu fotoğrafcı yanınızda olsun. Zira sözüm de eş dost tarafından çekilen fotoğraflar ellime ulaşmadı. Bana kendi kameramdan bir kaç poz hatıra kaldı. Nişanımda da böyle olcak diye endişelendim ve tüm gün için bir fotoğrafcı tuttuk. Fotoğrafcı, arkadaşımızın arkadaşı olduğundan oldukça uyguna çekti. Dış çekim de yapıldı bin kusur fotoğrafımız da oldu, albümü de en uygun yapana yaptırdık. Bizim şansımız tanıdık olmasıydı, yoksa gerçekten fotoğrafcılar yűksek ücret talep ediyorlar. Eğer sizin tanıdık profesonel fotoğrafcınız yoksa, çevrenizde ki amatör fotoğrafçıdan çekmesi için rica edin. En azından profesonel bir kamerayla tüm gün en ince detaylarınıza kadar fotoğraflanmış olursunuz.

🎀İnternet üzerinden alişveriş yapmaya çekinmeyin. Ben balonlarımı, gül yapraklarını, çikolata kutularımı çin den aldım. Fiyatları çok daha uygun oluyor. Kaliteleri de gayet iyidi.


Sakın yapmayın...
Sıra geldi 'sakın yapmayınlara'.

❣Kuaförűnüze körü körüne güvenmeyin. Devamlı gittiğim bir kuaför yoktu, istediğim saç modeli de salaş doğal bir modeldi. Çoğu kuaföre ne kadar doğal istiyorum dersen de, mutlaka kendi bildiklerini okuyorlar. Açıkcası çekindim arkadaşlara sordum. Maalesef onların da memnun kaldıkları kuaför yoktu, nişanlımın arkadaşı tavsiyede bulundu ve gittim randevu aldım. Tabii ki nişan başı demedim fiyatı abartmasınlar diye. Sorup soruşturmadan gittik kuaföre daha ordayken bizim bukleler söndü, birde sözde gelinlere kullandıkları spreyden sıktılar hiç bozulmaz bununla dediler ama daha ordayken bozulup tekrar yapıldı. Makyajımı kendim yaptım birtek takma kirpik takmalarını rica ettim, ki onuda yanımda kendim getirdim. Makyözcü de iyi çıkmadı ve kirpiklerimi kirpik diplerimden değil göz kapağımdan taktı. Gözlerimi kapatıkça, iğrenc bir görüntü vardı birde kirpik boyu da kısaldı göz kapağımdan takınca. Tekrar çıkartım kendim taktım. Makyözcü sürekli bizlere laf sokmakla meşguldü. Yaptığı hiçbirşeyi beğenmedik diye. Meğer asıl makyözcü o değilmiş fotoğrafçımızdan öğrendim "o bilmez ki birşey. Yanında bir abla var o çok iyi" dedi. Ama bizde o yoktu. Eve gidip üstümüzü değiştirip arabaya binene kadar hepimizin saçları bozuldu. Tekrar kendimiz yaptık. Sonrasında çok pişmanlık yaşadım. Caddede nereysede 15-20 tane kuaför vardı, en çok gözüme kestirdiğim kuaförlere gidip maşa yaptırcaktım. Hangi kuaförün yaptığı maşa en uzun dayandıysa ona yaptırcaktım. Siz siz olun nişan olcam felan demeden önceden bir maşa bir örgü felan yaptırın, ona göre kuaförünüzü seçin.

❣kimseyi dinlemeyin. En olmıcak insanlar bile karışıyorlar. Sizi çıldırtcak duruma sokuyorlar. Sakın taviz vermeyin gerekirse çok net bir şekilde tavrınızı ortaya koyun. Benim üstüme çok gelindi kendimi çok yalnız hissettim. Herkesle başa çıkıcam diye sinirlerim bozuldu. Biri "niye oynamaklı olmıcak benim torun çok seviyor oynamayı" diyor, "beni, senin torunun ilgilendirmiyor" dedim. Diğeri "benim küçük torun da gelsin oynar orda" dedi, bende "annesini, babasını çağırmıyoruz çocuğun işi ne, cocuk doğumgünü kutlaması mı bu?" dedim. Daha neler neler. Ama en çok oynamaklı nişan değil diye tepki aldık. En sonunda sitem ettim tavrımı net ortaya koydum "siz dilediğiniz gibi nişan yapmışınız, birakın da bizde dilediğimiz gibi yapalım. Kimsenin fikirleri bizi ilgilendirmiyor, biz kendi hayalimizde ki nişanı yapmak istiyoruz" dedim. Keşke daha önce deseydim bu şekilde kurtuldum karışmalarından. Nişanlım bu konuda daha sakindi onada aynı şeyler söylendiğinde net tavir sergileyemiyordu, biraz kızınca ve bu tavrı yüzünden kendimi yalnız hissetiğimi söyleyince oda karışanlara "biz böyle istiyoruz" dedi. Böylece kendi isteğimize göre detayları kimseye danışmadan halletik. Nişandan önce o kadar laf söyleyip beni strese sokan insanlar, nişan günü ne kadar beğendiklerini anlata anlata bitiremediler. Yemek menüsünden masa oturma dûzenine kadar karıştılar, ki çekirdek ailelerimiz bu kadar karışmadı hatta hiç karışmadı. Sonra ne oldu " ayy kare oturma düzeni süper olmuş, herkes hem bir masa da hemde herkes birbirini görüyor" dediler ee hani sen masalar ayrı ayrı yuvarlak olmalı diyordun. "Yemek menûsû çok iyi olmuş çok lezzetli" dediler, nişandan önce niye tavuk izgara niye et değil diyordun. Boşu boşuna gerdiler. Ama tavsiyem şu ki takmayın net cevaplar verin "biz öyle istiyoruz", "keyfimiz öyle istiyor", "bizim zevkimiz", "bizim hayalimiz" gibi şeyler söylerseniz cevap veremiyorlar😄 ve kesinikle karıştırmayın sadece güvendiğiniz kişilerden fikir alîn.

❣epey bir bütçe ayırın. Biz herşeyi çok kolay düşündük, asıl para düğüne gidicek diye nişanı önemsemedik. Ama nişan içinde bütçe ayırmak şartmış. Su gibi para gidiyor herşeye. 

❣sakinleştirci birşeyler yapın. Normalde de çok heyecanlı bir tipim ve heyecanlanınca mideme vuruyor. Yüzüklerin takılmasına yakın çok kötü oldum kendimi dişarıya attım, öğürmeye başladım. Birde fotoğrafcımız bizi uyarmıştı "sakinleştirci felan aldınız mi? Almadıysanız bir duble birşeyler için" dedi. "İçki içmiyoruz", dedim "aman heyecan yok ki zaten bende, sakinleştirinceye de gerek yok" dedim. Ama meğersem varmış. Yûzüklere kadar o kadar rahattım ki birden noldu anlamadım.
Düğün de bu hatayı yapmak istemiyorum psikyatriye gidip sakinleştirci yazdırmayı düşünüyorum. Papatya çayı da etkili olabilir.

Bunlar benim deneyimlerim, umarım sizlere yardımcı olur😊

Freitag, 19. August 2016

Nişan telaşı part 2

Merhabalar...
Kaldığımız yerden devam edelim.

Nişan alişverişi...
Adet dediler attık kendimizi nişan alışverişi için kemeraltına. Laf aramızda bohçadır felan bu tarz adetler bana göre değil. Ama anneler olmaz öyle felan diyince,  "hiç olmasa valiz içine hazırlayalım, instagramda gördüm," dedim ve fotoğraflar gösterdim. İlk önce her ikisi de onayladı, daha sonra kendi aralarında konuşup "biz eski usul tepsiye hazırlacağız" dediler. Aman bana kalırsa hiç yapmayın dedim. Çarşıya giderken nasıl olcak dedim. Annem " işte senin eşyalarını onlar alcak, onların eşyalarını biz alıp eve götürces. Eş dosta gösterces. Süsleyip püsleyip eşyaları değişceğiz. Önce onlar sonra biz gidiceğiz," dedi. "Yok artık. Birincisi özel eşyalarımı vermem, kimseye de göstermem. Ikincisi makyaj malzemesi alınmıcak, elbise henüz teslim alınmadı tepsiye bir ayakkabılarımla terliklerimi mi koycaklar. Üçüncüsü bunları beş günde nasıl yapmayı planlıyorsunuz" diyince ben, her iki Anne de vazgeçti ve bana hak verdiler. Ama alışverişten vazgeçilmedi, çeyizimize konulmak üzere standart şeyler alındı. Ben her daim kullanabilceğim şeyler aradım, sade ve rahat şeyler aradım da, işte nişan alışverişi diyince en kokoş şeyleri gösteriyorlar. Neticede bir yerde buldum, havlu terlik ve her zaman giyebilceğim pijama takımı alındı. Nişanlım içinde rahat şeyler seçtik. Kosmetik, ayna seti felan istemedim. Ben daha önceden nişanlım için parfüm seti almıştım, onuda o gün verdik. Birde nişanlım için hem rugan hemdr havlu terlik alındı. Nişan alişverişini standartın dışına çıkmadan yapmamıza rağmen, çok fazla tuttu. Tezgahtara açık açıkta söyledim "satığınız ürünlerin başına 'çeyizlik' eklediğiniz için mi bu kadar pahalı satıyorsunuz" dedim, bayan da fiyatların normal olduğunu söyledi. Bana hiç normal gelmedi. Iyi ki tepsi yapma olayına kalkışmadı anneler. Ben o gün yorgunluktan bittim ve o halde elbise provasına gittim.

Alyans seçimi...
Gelelim alyans seçimine. Beğendiğimiz model annemin parmağında ki alyans modeliydi. Basit bir model ince ve sarı altın, biz onun beyazını istiyorduk. Hazır da hiçbir yerde yok. Var olanların içi boş bir süre sonra yamulur dediler zaten bizede. Bu kadar basit bir modelin bulamadığımıza inanamadım. Nişanlımın tandığı bir kuyumcuya gittik , "ince olsun ve beyaz altın olcak ama içi boş olmıcak, birde 4 gün sonra nişanımız var nasipse. Yetişir mi? Birde fiyatı ne olur?" Diye sıralarken ben, kuyumcu abi güldû. "Merak etme kardeşim cuma ellinde olur. Sen eskiden çok kullanılan bir model arıyorsun. Fiyatını da düşünme hallederiz", dedi. Ölçü alındı diğer yandan acaba nasıl olcak, fiyatı nasıl olcak diye düşünürken, sonuçtan çok memnun kaldım.
Yüzük takma merasimden önce, fotoğrafcıya poz vermek amacıyla, yarım takmıştık yüzükleri😊

Detaylar... detaylar...
İki gü kala nişan pastamızı içimize sinen bir yer bulduk apar topar sipariş verdik. Ama gitmediğimiz pastahane kalmamıştım. Hep bir vaadler, iş ciddiye binince yok çöker, yok erir. Uğraşmak istemiyoruz diyemiyorlar, bahane üretiyorlar. Nihayetinde bulduk ve sonuç tam dilediğim gibi oldu.
Sonra malzemeler almama rağmen, nişan sunum masası hazırlamaktan vazgeçmiştim. O kadar yoruldum ki, hiç birşey yapmak istemiyordum. Ta ki iki tane harika şamdan görene kadar. Fikrim değişti ve yaptım. O gün masayı ben hazırladım, mekan organizatörüyle birlikte. Erkenden gittim mekan ve masa süslemesi için. Badem ezmeli marzipanlı kurabiyeleri de bir gün öncesinden hazırlamıştım.
Masam bu şekilde son halini aldı. Ee birde kapıda çıkolata kolonya tutmayalım diye, herkesin tabağına içinde çıkolata bulunan kutulardan koyduk.
Neyse ki nişan tepsimi ve yüzük magnet nişan hatıralıklarımı önceden sipariş vermiştim.
Kuaför işini bile bir gün kala halledebildim ve maalesef hiç memnun kalmadım. Makyajımı zaten kendim yaptım. Saçım ve makyajım doğalığa en yakın şekilde olsun istedim, öyle de oldu. Ama maalesef kuaförûn yaptığı saç hemen dağıldı, bukleler yarım saat dayandı. Acil saç tokası, sprey alıp evdende saç maşasını isteyip, nişan törenin olcağı mekanda tekrar yaptık saçlarımı. Tűm konukları biz karşıladık, herkes toplansın öyle girelim demedik, çünkü hepsi en yakın akrabalarımızdı, bizbizeydìk. Fotoğrafcı da nişanlımın tanıdığıydı. İki farklı yerde dış çekimimiz oldu ve nişan törenimiz bitene kadar bizi çekmeye devam etti. 

Yarın mutlaka yapın ve katiyen yapmayın adlı başlıklı bir yazı yazmayı planlıyorum 😄 bu başlık altında nişan ile ilgili "ben yaptım, bari siz yapmayın" veya "ben yaptım çok güzel oldu, sizde yapın"  konulu bir yazı yazıcağım😊

Donnerstag, 18. August 2016

Nişan telaşı part 1

Merhabalar...
Artık nişanlıyız. Benim için oldukça yorucu ve stresliydi. Söz ile nişan arası tam bir haftaydı, vaktimiz oldukca kısıtlı olduğundan. Aslında bir yandan iyi de oldu, mesela bir takım adetleri yapmaya fırsatımız olmadı sonra nasıl olsa nişan bir hafta sonra diye yüzük takılmadı, en yakınlar bulundu istemede.  Bunun gibi şeylerden ötürü aslında iyi oldu ama diğer yandan çok yoruldum. 
Nedenleri ise...

Elbise seçimi...
Söz olmadan önce bir haftasonu nişanlımla mimar kemalettin caddesini altını üstüne getirdik. Bilmeyenler için mimar kemalettin caddesi izmirin moda merkezi olarak geçiyor. Özel dikim için vakimiz ve bütçemiz yoktu. Israrla uçuş uçus romantik pudra pembesi elbise aradım. İlk mağazada hemen buldum göğüs altına kadar işlemeli sonra şifon etekli uçus uçus elbise, nasıl sevindim.
Ama hemen almak içimden gelmedi birazdaha gezelim dedim. İkinci mağazada da aynı elbise ama bu sefer taş değil inci işleme. Üçüncü, dördüncü mağaza derken hep aynı elbise. O bayıldığım elbiseyi o kadar çok görünce, ister istemez soğudum. Bu sefer mağazaları "farklı tasarımlı, romantik pudra rengin de bir elbise arıyorum", diye gezdim. Moda evleri "gel otur tasarlayalım" dedi, tabii fiyatları duyunca kaçtım😊, mağazalar ise yine aynı elbiselerì gösterdiler. O kadar umutsuz ve mutsuzdum ki , enerjim düştü, moralim bozuldum bu kadar zor olamaz ya diyordum. Nerde o internet de gördüğüm elbiseler diyordum. Özel tasarlatcak vaktim de yok. Seri üretimden bir elbise olsun da istemiyordum. Çünkü su yeşili straplez kabarık bir nişanlık nerde görsem aklıma dört arkadaşım birden geliyor, bendede aynı durum olsun istemiyordum. Benim elbisemi gördüklerinde "değişik bir elbise" desinler istiyordum "aynı elbiseyi bilmem kim de giydi" desinler isemiyordum. Birde bir zamanlar moda tasarımcılığına çok ilgiliydim ve hep farklı tasarımlar giymeyi tercih ettim. Dolasıyla çevremin de benden beklentisi de büyüktü nasıl bir tasarım giyceksin diye hep soruyorlardı. Benim aklımda da bir elbise vardı aslında içi mini bir elbise üstüne derin yırtmaçlı bir şifon etek, derin yırtmaç altından mini elbisem gözükcek, ben yürüdükce eteğim uçus uçus havalancaktı. Neyse sonra bir modaevine daha girdik düşük enerjiyle bakarken ben elbiselere birkaç model ayırdım, modaevinin sahibi bayan "onları bırak gel bu sana hoş olur" dedi, bir baktım içi mini elbise üstü tül. Tamam, benim aklimda ki elbisenin aynısı değildi ama en azından farklıydı. Hiçbir mağazada görmedim onlar da zaten her elbiseden sadece birtane tasarlıyorlarmış. Giydikten sonra işte bu dedim.  Fiyatını öğrendik pazarlıkta yaptık ama almamak için direndim ve çıktım modaevinden. Oldukça yüksek bir fiyatı vardı. Dediğim gibi bütçemiz de yoktu. Ben 800 tl lik elbiseleri bile denemedim fiyatı yüksek diye, gereksiz aile arasında olcak nasıl olsa birkere giycem diye. Eve döndük ama benim aklım elbisede nişanlımında aklı kaldı " alalım, o gün özel gün, özel bir elbise giymeni istiyorum" dedi.
O günden sonra denediğim hiçbir elbiseyi beğenmedi ve biz gittik o modaevine elbiseyi almaya. Tadilat yapıldı, teslim aldık ve jetonum düştü :)
"İyi de bu elbise bakır, pudra değil ki. Etekleri de uçuşmuyor.  Bahçe konseptine uygun değil. Ben herşeyi pembe aldım", diye nişanlımın başının etini yedim. Ama nişan günü elbiseme yine tekrar aşık oldum ve şimdi ise iyi ki o elbise olmuş diyorum :) yani ne bilim stresten galiba nişan zamanı hir memnuniyetsizlik vardı bende. Nişandan sonra hemencik özüme döndüm.

Mekan seçimi...
Yazın ortasında 60 kişilik bir mekan da bulmak çok zordu. Yemekli bir nişan istiyorduk, kır ortamı olsun sonra ağaçlarda fenerler olsun, arkada fon müziği, dar uzun bir masa herkes o masa etrafında otursun. Bazileri 60 kişi az dedi haftaiçi anca olur dediler. Bazileri yemek fiyatlarını uçuk rakam söylediler. Bazileri "müziksiz olur mu yavv,oynayın nolcak" diye fikirimizi değiştirmeye çalışan oldu. Nihayetinde bir yer bulduk. Sevimli bir bahçe ne söylediysek olur dedi. Yemek fiyatı da kişi başı 30 tl diyince çok içimize sindi 😄 Bir kaç gün sonra babamı götürdük. Burayı istiyoruz dedik. Babam bu ne be diyip beğenmedi. Adam bize onu yaparız bunu yaparız derken birden kağıt masa örtüsü, plastik sandalye  gösterdi. Sandalye giydirmeye ayrı ücret istedi, organizasiyoncu tutmanız lazım bende süsleme yok dedi. Birden soğuduk. Eve dönerken sahilde güzel bir restoranın önünden geçtik. Buraya da bir soralım dedik. Deniz manzaralı güzel bir yerdi, nişan, nikah ve düğün yemekleri için ayrı bir bölümü var. Oldukça gösterişli ve şık hazırlanmış. Büyük bir avize, dore sandalyeler, lez dantel masa örtüleri ayrıca deniz manzaralı ve diğer müşterilerden ayrı bir bölüm. Fiyat listesi orta dan pahalıya doğru gidiyordu. Bir baktım tutmuşuz 17.07. tarihi için.  Nişanlım perdeleri gösterdi, bakir renginde elbisemle aynı renk.  " sen üzülüyordun konsepte uygun değil diye, bak nasıl uyumlu oldun" dedi. İnanamadım. Nasip işte, ben bahçe ortamı pembe elbise hayal ederken, nezih bir restoran ortamı ve ağır bakır elbisem olmuştu. Planlasam mekanla bu kadar uyumlu elbise seçemezdim. Tuttukdan sonra yine tavır yaptım. Bir nişan için bu kadar para vermiş babam, ben ise kır değil diye söyleniyordum. Ama tabii o gün iyi ki burası oldu dedim halada diyorum. Çünkü oldukça profesonellerdi, her detayı ben söyledim onlar yaptılar hatta nişan sunum masasını bile birlikte hazırladık. Yemekler lezzetliydi. Fon müzikleri güzeldi, garsonların ilgisi servisi iyidi. Masa düzeni tam istediğim gibiydi kare masa düzeni ve 60 kişi hepimiz bir masada oturuyorduk. Herkes birbirini rahatlıkla görüyordu.
360 derece çekilmiş bir kare. 

Telaşım bu kadarıyla sınırlı değildi. Devamı yarın...




Mittwoch, 22. Juni 2016

Baskılı kurdele yapımı

Bugün size baskılı kurdelenin nasıl yapıldığını anlatacağım. Zor bir işlem değil ama oldukça dikkat ve zaman isteyen bir işlem.
Gelelim malzemelere...
💖 Kurdele
💖 Transfer kağıdı
💖 makas
💖 ütü 

İlk olarak transfer kağıdı temin edin. Benim bulmam epey bir zor oldu, sonunda bir kirtasiye de buldum. Koyu kumaş ve açık renk kumaş için iki farklı transfer kağıdı vardı. Ben açık renk kumaş için olanı tercih ettim. Word programı üzerinden yazmak istediğiniz yazıyı yazın, boyutunu ve yazı şeklini belirleyin. Daha sonra kopyala yapıştır yaparak tüm sayfayı istediğiniz metin ile kaplayın, maksat transfer kağıdının her bir köşesini kullanmak ve ziyanlık etmemek😄 Daha sonra transfer kağıdığını yerleştirin ve çıktı alın. Burda önemli olan yazıların ters çıkması. Bunu çıktı ayarlarından ayarlabilirsiniz. 

Sonra ister maket bıçağınla ister makasla şerit halinde kesin. Ben makası tercih ettim, zamansızlıktan dolayı çok dikkatli kesemedim biraz stres oldum. O yüzden diyorum ya bolca zaman ayırın baskılı kurdele yaparken diye 😊



Gelelim asıl işleme... 
Benim kurdelem satendi, dolasıyla ilk hatamı kurdelemi ütülerken yaptım. Karışık diye biraz ütüleyim dedim ütünün ısısını ayarlamadım ve kurdelemin bir kısmını yaktım. Sonra panik oldum kurdelenin üstüne kestiğim transfer kağıdı koydum iki kere üstünden geçtim baktım yapışmıyor, kurdelenin tersini denedim yine yapışmadı. Sonra tekniğini buldum. Şerit halinde kestiğim transfer kağıdının kenarlarını da biraz kestim. Ütünün buharını tamamen kapatmanız lazım, sadece ütünün sıcaklığıyla ileri geri yapın. Defalarca yapmanız lazım özellikle uçlarına. Sonra dairesel hareketlerle ütüledim, yetmedi tüm kuvvetimle bastıra bastıra ütüledim. Uçları kalkmayınca yapıştığını anladım. 2-3 dakika soğumasini bekledim.


Ve soğuduktan aonra dikkatlice transfer kağıdını çektim...


Her transfer kağıdı aynı mı bilmiyorum ama benim aldığım transfer kağıdının içinde ütüleme kağıdı çıktı. Transfer kağıdını çıkardıktan sonra yazının üstüne o kağıdı koyup tekrar ütüluyoruz. Böylece yazı tam kumaşa oturuyor. Benim aldığım transfer kağıdın kullanım talimatın da  fırın kağıdı da kullanabilceğimiz yazıyor. Ama ben bu konuda pek emin olamadım bu yüzden hepsini ütü kağıdıyla ütüledim.


Bu son işlemdi ve sonuç....
Nişan kurdelem hazır. 

Toparlamak gerekirse...
💖 Zaman, emek, sabır isteyen bir işlem
💖saten kurdele işinizi zorlaştırcaktır
💖Buharsız ütülemeyi unutmayın
💖ve son olarak "amannn ben uğraşamam, yok mu bunları yapan?" diye soran varsa, bu işi yapan çok. Onlar direk baskı yapıyor ve tabii daha kusursuz duruyor. Ama insanın kendi ellerinle hazırlaması da bir başka oluyor.


Montag, 20. Juni 2016

Evlilik teklifi fikirleri

Bu yazım biraz erkeklere yönelik olacak. Tabii evlilik teklifini kendi yapmak isteyen çılgın gelin adayları da bu fikirleri değerlendirebilir yada sevgilinize bir mesaj vermek için bu yazıyı ona gönderebilirsiniz.
Gelelim nerden bu konuya geldiğime...
Erkek arkadaşım evlilik teklifin de bulunmak istiyor ama aklında tam net bir fikir yok. Bende düşünmeye başladım, nasıl bir evlilik teklifi hoşuma gider diye. Aklıma öyle güzel fikirler geldi ki, paylaşmak istedim. Belki de fikirlerim birilerine yardımcı olur. 
Gelelim evlilik teklifi önerilerime....

❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

1.) Piknik sefası
Kulağa çok kilişe gelebilir ama teklif ediceğiniz kişi için beklenmedik bir sürpriz olabilir. Çoğunlukla evlilik teklifi şık bir resturanta yapıldığından, piknikte teklif alcağını sevdiğiniz kişi ihtimal vermez. Gelelim nasıl teklif edeceğinize...
Bol çimenli bir yere gidin bir ağac gölgesin de piknik örtüsünü çimenlerin üzerine serin. Piknik çantasını siz hazırlayın ve sofrayı siz kurun. Yiyin için o anın keyfini çıkartın sonra bir an "aaa sepeten karpuzu çıkarmayı unuttum, sen çıkartır mısın?" diyin. Karpuz bir misal di ama mutlaka sepetden birşey çıkartmasını isteyin, çünkü siz sepetin en dibine "benimle evlenirmisin" diye bir kağıt yapıştırdığınız. Sevgiliniz sepetden istediğiniz şeyi çıkartığında, yazıyı görecek ve şaşkın şaşkın bakarken, siz yüzüğü çıkarın. Hem uygun hemde oldukça etkili bir teklif olucaktır.

❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

2.) Balık teknesi
Hani o lezzetli ekmek arası balık satılan sevimli tekneler var ya, işte orası da evlilik teklifi için uygun bir yer. Öncelikle balık teknesi ne çok büyük nede çok küçük olmalı ve her ikiniz de balık ekmeği çok seviyor olmanız gerekiyor. O tekneyi birkaç saatliğine kiralayın. Denize açılmasınız da olur, yeter ki sizden başka birileri olmasın. Önceden geminin sadece ön kısmını balonlarla, güllerle, fiyonklarla süsleyin birde güzel bir masa hazırlayın. Sadece ön kısmı diyorum çünkü önünden geçerken başta sevgiliniz olmak üzere kimse evlilik teklifini farketmemeli. Sevgilinizle sahilde yürürken, " karnım acıktı, gel şurada balık ekmek yiyelim" diyin ve ellinden tutup tekneye götürün. Sevgiliniz ilerdikçe sürprizi görecek ve şok etkisi yaratcaktır. Güzel güzel romantik yemeğinizi yiyin sonrasında evlilik teklifi ile noktalayın.

❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

3.) Takip
Bu birazdaha gizemli bir evlilik teklifi olcaktır. Sevgilinizin evin kapısından itibaren güller koyun ve o gülleri takip etmesini sağlayın, bunu bırakacağınız bir not ile yapabilirsiniz. O gülleri takip ederek taksiye binmesini sağlayın. Yol boyunca mesela sokak lambalarına levhalar asın "sürprize 1000 metre kaldi", " seni seviyorum" gibi şeyler. Camdan baktıkca heyecanını daha da körüklicek şeyler yazmaya çalışın.  Siz ise bir sahilde kumların üzerinde onu bekleyebilirsiniz yada orman da bekliyor olabilirsiniz veya sizin için özel biryer varsa orda bekleyebilirsiniz orası size kalmış. Ama çok uzak olmaması tavsiyemdir  çünkü bu sefer heyecan gider yerini sabırsızlıktan ötürü sinir alır. Sevgiliniz geldiğinde sizi kalp şekilinde dizilmiş mumların içinde görsün. Fazla bekletmeden teklifi edin, evet cevabını alınca da kalabalık arkadaş grubunuz ortaya çıkıp konfeti patlatsınlar ve yüksek sesli müzik açsınlar. Sanki minik bir düğün provası gibi doya doya eğlenin.

❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

Bende daha fikirler bitmez ama şimdilik bu kadar. Belki ilerleyen zamanlar da tekrar evlilik teklifi fikirlerini sizlerle paylaşırım.
Sevgi ile kalın...

Sonntag, 19. Juni 2016

Cilt bakım önerileri....

Gelelim cilt bakım önerilerine...
Sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak aslında o kadar da zor değil.
Cildiniz için doğru ürünü seçmeniz ve düzenli bakım yapmanız yeterli olcaktır.
Gelelim önerilerime...

Herkesin bildiği gibi makyajlı yatmak, cilde son derecede zarar veriyor. Biz uyurken cildimiz kendini yeniliyor ama makyajlı yatığımızda cildimiz kendini yenileyemiyor ve tüm gözeneklerimiz makyaj kalıntılarından dolayı tıkanıyor. Gözeneklerimiz tıkanınca sivilce ve siyah noktalar oluşuyor.
Çok yorgun ve uykusuz olsanız bile en azından makyajınızı temizleyin ve eğer cildiniz kuruysa nemlendirci uygulayın.

Cilt temizleme o kadar da zor bir işlem değil, piyasada bir çok cilt temizleme toniği var, herangibi birini kullanabilirsiniz.
Ama ben kimyasal ürün sevmediğimden ve her zaman ilk tercihim doğal ürünler olduğundan tonik yerine saf gülsuyu kullanıyorum. Gülsuyu 100% doğal olmasına özen gösterin içinde alkol, renklendirci gibi kimyasal olmamasına özen gösterin.
Gülsuyunu bir pamuğa dökün ve cildinizi temizleyin. Cildinizin rahatladığını ve ferahladığını hissediceksiniz. İlk haftalarda daha doğrusu cildiniz alışana kadar ufak sivilceler çıkabilir. Ama sonrasında antiseptik özelliğinden dolayı sivilce ve siyah nokta oluşumu minimuma indirir, pürüsüz bir cilde sahip olmanıza yardımcı olur. Ayrıca zamanla yüzünüzde ki ince çizgilerin azaldığını farkediceksiniz.
Benin tavsiyem özellikle bu sicak havalarda gülsuyunu buzdolabında muhafaza etmeniz. Soğuk olarak cildinize uyguladığınızda etkisi daha belirgin oluyor ayrıca çok daha ferahlatıcı olmaktadır.

Cildimizi temizledikten sonra cildinizi nemlendirmeniz lazım, özellikle kuru bir cildiniz varsa nemlendirmeyi aksattığınız da pul pul dökülmeler meydana gelir, kızarıklar oluşur ve kaşıntı başlar.
Her daim cilt bakımıma özen gösteren biri olarak, yaklaşık bir ay önce kullandığım ürünün içinde kullanılması tavsiye edilmeyen kimyasal madde görünce, yeni bir nemlendirci alana kadar iki hafta boyunca yüzüme hiçbir nemlendirci uygulamadım. Sonuç olarak cildim kırıştı, döküldü çok kötü oldu. Sonrasında benim için fiyatı oldukça yüksek olan bir ürün almak zorunda kaldım. Birazdan hangi üründen bahsettiğimi detaylıca yazıcağım...

Cildinizi nemlendirmek için bir çok seçeneğiniz var...
1.) Bakım yağları
 özellikle kuru ciltler için faydalı. 
Bitkisel saf yağ mı yoksa kozmetik yağlar mı orası size kalmış. Ama benim tavsiyem doğalıktan yana olmama rağmen, kosmetik yağlar. Bitkisel saf yağlar kuru ciltlerde ilk başlarda iyi gelebilir ama devamlı kullanım sonrasında gözeneklerinizi tıkayabilir. Ayrıca bitksel yağları cildimiz çok zor emdiğinden, yüzümüzün değdirdiğimiz her yere yağ bulaşabilir. Kosmetik bakım yağları çabuk emiyor kullanım açısından çok daha rahat. Ben Bi-Oil kullanıyordum. Çokta memnundum yıllardır kullandığım bir üründü ama son altı aydır paraben, parafin ve mineral oil takıntımdan ötürü kullanmayı bıraktım. Mutlaka birkaç kimyasal daha vardır zararlı olan  ama ben bu üç madde üzerine yoğunlaştım ve  bir ay önce Bi-Oil içeriğini okuduğumda mineral oil bulunduğunu oğrendim. Ökolojik testlerden de orta notu alınca kullanmayı bıraktım.
Ama hala atmaya kıyamadığım bir bakım yağı.

2.) Kremler
Her cilt tipine uygun krem bulmak mümķün.
Eczanelerde, kozmetik mağazalarında, aktarcılarda bir çok ürün bulmak mümkün.
Ben kosmetik mağazalarından almayı tercih ediyorum ama eczanelerde satılan kosmetik ürünleri de cazip gelmiyor değil. Vucudunuza sürdüğünüz krem ile yüzünüze uyguladığınız krem farklı olmalı.
Kosmetik mağazasına gittiğimde hep kendim seçiyordum ama bu sefer deri döküntüsünden ötürü uzmana danıştım. Bana parabensiz parafinsiz bir krem önerdi anna yake marka sensible serisinden doğal mineral özlü. Yüzüme sürdüğü an bir rahatlama ferahlık oldu ve iyice emmedikten sonra cildim yumuşacık oldu. Hemen almaya karar verdim nerden bilcektim bu kadar pahalı olduğunu 😊 mecbur aldım ama içime de oturdu. Her zaman uygun ve etkili kosmetikten yanaydım, gerçeği hala bu fikrim değişmiş değil. Sensible dediğime bakmayın yüksek alerjik yazıyor üstünde .
O yüzden almadan önce deneyin, yanma kızarma oluyorsa almayın, yüzünüzü hemen silin. Hergün leblebi büyüklüğünde uyguluyorum. Faydası oldu, evet ama birdaha alır mıyım? Almam daha uygun fiyata aynı etkiyi göstericek bir yüz kremi bulcağımı inanıyorum. Vucud kremi olarak Rossmann'ın kendi markası olan alterra ürününü kullanıyorum. Portakal-yoğurtlu vucud kremi güzel kokuyor ama zor emiyor. İçinde zararlı kimyasal yok hatta içinde ki portakal özünün bile organik olduğunu yazmışlar, o yüzden varsın zor emsin.
Öyle cildimde onu kullanınca mucize olmadı ana fiyatına göre gayet iyi.

3.) Vitamin ampulleri
O minik, tek kullanımlık ampulleri henüz kullanmaya başlamadım. Yakın zamanda kullanmaya başlamak istediğim için epey bir zamandır araştırıyorum. En çok bilinen ampul vitamin E'li ampul. Içinde tek bir vitamin bulunan ampul de bulmak mümkün, birçok vitaminlerden yağlardan oluşan kokteyl ampullerde mevcut. 
Rossmann da çeşit oldukça fazla fiyatlarıda uygun. Benin gözüme kestirdiğim Schaebens marka perfect skin ampulleri. Vaadleri oldukça yüksek deneyip görüceģiz. 
Nasıl uyguladığında gelirsek, ampulun ucunu kırıp parmak uçlarınızla yüzünüze uyguluyorsunuz. 

Güzel bir cilt içim yapabilceğiniz diğer öneriler:
♡ Uykunuza özen gösterin, çünkü uyurken cildimiz yenileniyor. 
♡ Sürceğiniz kremi, ampulu veya bakım yağını cildinize masaj yaparak sürün. Özellikle kırışıklarınızın bulunduğu bölgelere parmak uçlarınızla dairesel hareketler yaparak baskı yapın. Kisacası parmaklarınızla ütüleyin. Mimik çizgileri hemen yok olduğunu göreceksiniz ama tabii bu işlemi dakikalarca yapmak şart.
♡ haftada bir kendi cilt tipinize uygun maske uygulayabilirsini. Maske tariflerini ilerleyen günlerde paylaşacağım.
♡ Vucudunuza ayrı, göz çevresine ayrı, yüzünüze ayrı nemlendirci uygulayın. Ama Gülsuyunu gözlerinize de uygulayabilirsiniz böylece gözaltı morlukları da hafifler.
♡ Daha önceki yazımda da belirtiğim gibi beslenmenize özen gösterin. Sigara, kofein, alkol den uzak durun.

Samstag, 18. Juni 2016

Saç bakım önerileri...

Dün güzel bir cilt için beslenme önerilerini sizlerle paylaşmıştım.
Bugün ise yüzeysel bakım önerilerim olacak.
Cilt bakım önerilerine geçmeden önce, saç bakım önerileriyle başlamak istiyorum...

1.) Saçların çabuk uzaması için...
Bundan seneler önce uzun saç takıntım iyice artmıştı ama saçlarım çok ince teli olduğundan uzaması epey zaman alıyordu.
Bu yüzden saçlarım en fazla omuz izasında uzuyordu. Birgün Urla ya gittim sirf zeytin ürünleri satan bir esnaf vardı, doğal defne yapraklı zeytinyağ sabunu önerdi. İlk kullanımda saçımı taramakta çok zorlanıyordum, bildiğiniz keçe gibi oluyordu, saçlarımın uçlarına saç kremi sürmeme rağmen. Daha sonra kullandıkça saçlarım sabuna alıştı ve oldukça iyi geldi. Saç dökülmem azaldı, saç tellerim kalınlaştı hatta sönük saçlarımdan kurtulup kabarık dolgun saçlara kavuştum. 
Zeytinyağlı sabunu her yerde bulmak mümkün ama önemli olan doğal organik sabunu bulmak. Bunu en kolay renginden anlayabilirsiniz hakiki zeytinyağlı sabunun rengi krem rengi tonlarında oluyor, yeşil ve saydam bir sabunu organik sabun diye satarlarsa inanmayın :)
Sabunla yıkayınca iyice durulamak şart, çünkü şampuan gibi kolayca çıkmıyor. Kokusu rahatsız edici değil bana göre ama buda benim zeytinyağını çok sevmemden kaynaklanıyor olabilir. Zaten saçınızı iyice yıkarsanız koku da kalmıyor. Daha önceden de belirtiğim gibi saçlarınızın sadece uçlarına saç kremi sürebilirsiniz. 
Bunun yanında ilk haftalar, haftada birkere sonra ki haftalar iki haftada bir kere, saçlarıma zeytinyağı, badem yağı ve susam yağını karıştırıp saçlarımın heryerine sürüp bekletiyordum birkaç saat, sonrasında güzelce yıkıyordum. Birde saçlarıma özel günler hariç, hiçbir şekilde saç spreyi, fön, düzleştirci, maşa tarzı kullanmadım. Saçlarımı yıkadıktan sonra örüyordum o şekilde kurumaya bırakıyordum.
Bu şekilde uzamayan saçlarım eylül ayından hazıran ayına kadar belime kadar uzamıştı.
İstediğim uzunluğa gelince sabun kullanmayı biraktım, aynı şekilde bakım yapmayı da bıraktım ama kullanımı bırakınca saçlarım ince telli haline geri döndü. Buda bazı şampuanların içinde bulunan kimyasal maddelerden kaynaklı.

2.) Saçların gürleşmesi ve parlaması için...
Bunun için hindistan cevizi yağını kullanabilirsiniz, kokusuda gayet hoş. Tek sorun diğer yağlar gibi akıcı kıvamda olmaması. Hindistan cevizi beyaz katı bir yağdır, ısıtılınca akıcı bir kıvam alıyor.
Saçlarınıza uygularken avuçlarınızın arasında eritip saçlarınıza sürebilirsiniz.
Tabii piyasada maalesef sahte hindistan cevizi yağları da mevcut. Az miktarda hindistan cevizi yağı koyup, bol miktarda vazelin koyuyorlar. Hakiki hindistan cevizi olup olmadığını kokusundan anlayabilirsiniz, çünkü gerçek hindistan cevizi yağı buram buram hindistan cevizi kokuyor, hatta gezdikce evin içinde tüm eve yayılıyor. Sahteler de ise ilaç kokusu gibi bir koku oluyor veya çok az hindistan cevizi kokusu oluyor. 
Diğer bir seçenek ise argan yağı, hatta saç şekilendirme içinde kullananlar var. Ben hiç denemedim. Güzel ve pahalı bir yağdır. Ucuz argan yağı görürseniz muhtemmelen sahtedir.
Benim en çok tercih ettiğim yağ ise zeytinyağı. Saç derim çok kuru pul pul dökülüyor, zeytinyağını saç diplerime sürer sürmez diplerim rahatlıyor, kabuklar arınıyor. Tüm saçlarıma uyguluyorum, böylece saçlarım nemini geri kazanıyor, yumuşacık, canlı ve parlak görünüyor.
Son iki aydır zeytinyağının içine bir diş sarımsak ezip koyuyorum. Özü içine geçene kadar bir saat kadar bekliyorum sonra saçlarıma uyguluyorum. Saçlarımın gürleşmesine ve yeni saçlar çıkmasına yardımcı oluyor. İyice yıkadıktan sonra hiçbir koku saçınızda kalmıyor.

Hangi yağı kullanırsanız kullanın düzenli kullanmaya özen gösterin haftada bir, on günde bir hatta sonrasında iki haftada bir kullanmanız yeterli olcaktır. Saçınızda minimum bir saat beklettin. En önemlisi iyice durlayın, iyice yıkadığınızı sanıp saçlarınızı kurutuğunuzda bazı kısımların ıslak gibi durduğunu farkedersiniz eğer, saçınızdan yağ tam olarak çıkmamış demektir.

3.) Kırılgan saçlar için...
Eğer saçlarınız kırılmaya çok müsaitse mutlaka badem yağı kullanın.
Badem yağı sırf kırılmayı önlemiyor aynı zamanda düzenli kullanımda onarıyor. Sadece uçlarına sürmeniz yeterli olcaktır.

Genel olarak sağlıklı saçlar için yapmamız gerekenler:
♡ kimyasallardan uzak durun, şampuanızı ve saç kreminizi ona göre seçin. Organik bitki özlü, içinde çok az kimyasal bulunan şampuanları tercih edin ve saç kremini kesinikle diplere sürmeyin, sadece uçlara uygulayın.

♡ Saç boyası saça en çok zarar veren şeylerden biridir, boyanız bitkisel olmasına özen gösterin.

♡ Fön, düzleştirci, maşa, jöle gibi şeyleri sürekli kullanmayın. Saçınızı örerekte şekil verebilirsiniz.

♡ Saç derinize masaj yapın, kan dolaşımını hızlandırırsanız. Böylece saçlarınız daha canlı görüncektir.

♡ Ve son olarak bakım yapmayı ihmal etmeyin.

Yarın da bu konu hakkında devam edeceğim ama bu sefer güzel bir cilt için tavsiyelerim olacak...

Freitag, 17. Juni 2016

Güzel bir cilt için beslenme önerileri


Özel günlerin yaklaşmasıyla birlikte,
cilt ve saç bakımına daha bir özen gösterir olduk. Haksız da değiliz...
Nişan, Kına ve Düğün gibi özel günlerimiz de ışıldamak, güzelliğimizle dikkat çekmek isteriz. 
Tam da bu konu hakkında bir kaç güzellik önerilerim olucak...

Öncelikle güzel ve sağlıklı bir cilt için içimizi temizlememiz lazım. Bu yüzden cilt dostu besinleri tüketmekte fayda var. Bunlar hangi besinler mi? Bitter çikolata, Ispanak, Kereviz, Havuç, Domates, Ahududu, Böğürtlen, Çilek, Kiraz, Elma başta olmak üzere bir çok sebze ve meyve. Özellikle Zeytinyağ ile pişmiş sebzeler cilt sağlığı için faydalıdır. Besinler de bulunan A, B, C ve E vitaminleri cilt sorunlarını ortadan kalkmasına yardımcı oluyor. 
A vitamini yaşlandırma geciktirci özelliği vardır ve tüm turuncu, sarı, yeşil sebzelerde ve yumurtada bulunmaktadır.
B vitamini akne problemine karşı oldukça faydalıdır. Tam tahılı ürünlerde, tavuk, balık, hindi gibi besinler de bulunur.
C vitamini antioksidandır. Greyfurt, limon, kivi, portokal, çilek, domates, kırmızı biber, lahana gibi besinler de bulunur.

Cilt güzelliğini destekleyen bir çok  bitki çayı var ama en etkili bitki çayları yeşil çay, böğürtlen çayı ve papatya çayıdır. 
Yeşil çay güçlü bir antioksidandır, ayrıca kilo vermeye de yardımcı olur, eğer kronik bir rahatsızlığınız varsa yeşil çay kullanmadan önce doktorunuza danışın.
Böğürtlen çayı cildinizi gerginleştirir.
Papatya çayı benim favorım çayımdır. Deri döküntüsü meydana gelen ciltler de, döküntüyü hafifletir. Ayrıca rahatlatıcı özelliği vardır, buda o geçirceğiniz stresli günlerin gerginliğini minimuma indirir. 

Tabii bol bol su tüketmeyi unutmuyoruz. Cildimizin elastik, canlı ve ışıl ışıl olmasını istiyorsak, yeterince su içmemiz lazım.
Ama sizde benim gibi su içmeyi sevmiyorsanız veya fazla kilolarınızdan şikayetiniz varsa, kendinize detoks suyu hazırlamanızı tavsiye ederim. Internete çesitli detoks tarifi var ama faydasını gördüğüm ve tatları da oldukça lezzetli olan üç tarif paylaşıcağım...
1.) Elma-tarçın: Bir yeşil elmayı dilim halinde doğrayın, birtane de çubuk tarçın 1 litre suyun içine koyun. Minimum 4-5 saat buzdolabında bekletin, gün içerisinde tüketin. Bu içecek zayıflamanıza yardımcı olcaktır.
2.) Çilek-Nane: 8 tane çileği ortadan bölüp 1 litre suyun içine koyun biraz nane ekleyin ve buzdolabında 4-5 saat beklettin. 
Çilek oldukça düşük kaloridir, ayrıca vitamin deposudur, güçlü bir antioksidandır. Cildi güzelleştirir. Kanserojen hücrelerini uzaklaştırır. Yağ toksinleri  vucudumuzdan uzaklaştırır. Tadı da çok lezzetlidir.
3.) Salatalık-Limon-nane: birtane küçük salatalığı yuvarlak yuvarlak doğrayın, yarım limonu da aynı şekilde doğrayın biraz nane ile 1 litre suyun içine koyun. Minimum 4-5 saat buzdolabında beklettin. Metabolizmayı hızlandırır, yağ yakımına yardımcı olur ve ferahlık verir.

Eğer kronik rahatsızsanız doktorunuza danışın.

Gelelim şimdi neleri hayatımızdan çıkartmamız gerektiğine...
Sigara, alkol ve kofein tamamen hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bunlar cildimizin nemini azaltan şeyler.
Ayrıca akne ve sivilce problemi yaşamak istemiyorsanız, solgun görünmek istemiyorsanız pastırma, sosis, sucuk, cips, kızartma, hamur işleri, fast-food, aşırı miktarda kahve ve katkı maddeli gıdalardan uzak durmak lazım. 

Bunlar sağlıklı bir cilt için içten yapabilceğimiz önerilerdi. Yarın dıştan yani yüzeysel yapabilceğimiz önerileri sizinle paylaşcağım...

Donnerstag, 16. Juni 2016

Tatlı telaşla başa çıkmanın yolları...

Zaman geldi cattı...
Aylarca, yıllarca hayallerini süsleyen o ilk adıma sayılı günler kaldı...
Telaş, stres, heyecan almış başını gidiyor.
Aklında bir sürü soru işareti, "Aileler anlaşcak mı?", "Nasıl yetiştirces onca şeyi kısacık zamanda?", "ya stres heyecanımızın önüne geçerse?".
Bu tür sorular ve daha fazlası insanin beynini kemirir. Nerden mi biliyorum?
Yıllardır uzaktan ilişki yaşayan bir çift olarak hep o günün hayalini kurduk. Şimdi ise gün sayıyoruz. Tanışma, isteme, nişan hepsi 2-3 hafta içinde olmalı, çünkü sonrasında yine araya mesafe girecek.
Özellikle "Aileler anlaşcak mı?" ve "Nasıl yetiştirces?" soruları beynimizi çok yordu.
Gün geldi düşünmekten başıma sancılar girdi. Ders çalışmama engel olcak kadar, bitkinleştim... halsizleştim...
Sonra düşündüm, " sen şimdiden böyle davranırsan, o gün geldiğinde napcaksın?"
Sonra bu telaşla, stresle başa çıkmanın yollarını buldum. İşe de yaradı, tamam hala düşünüyorum ama bu sefer düşünürken kendimi iyi hissediyorum ve hatta ders çalışırken motive oluyorum.
Gelelim stresle, telaşla başa çıkmanın yollarına...

○ Eğer söz-nişan arasında ki zaman oldukça    az ise, bir takım hazırlığınızı sözden önce      yapın. Mesela Nişan tepsisi,
   Nişan hatıralıkları, aksesuarlarınızı
  önceden alın veya yaptırın. Özellikle
  sosyal medyadan yaptırcaksanı 10-15
  gün öncesinden sipariş vermenizi
  öneriyorlar. En azından bazi detaylar    hazır olduğunu bilmek insanı rahatlatıyor.

○ Nişan elbisenizin modelini, saç
   modelinizi, alyans modelini interneten
   araştırın ve beğendiklerinizi kayit edin.
   O gün gelip çatığında kararsızlıkla vakit
   kaybetmemiş olcaksınız.

○ Nişan mekanı için de internet den
  araştırma yapın, yapmayın demiyorum.
  Ama unutmayın düğün sezonu açılıyor ve
  o beğendiğiniz mekan dolu olabilir ve siz
  başka yerde hatta en kötü ihtimalle evde
  Nişan töreni yapmak zorunda
 kalabilirsiniz. O yüzden balonlar, gül
 yaprakları ve diğer süsleri hazırda
 bulundurun ve her ihtimalle karşı  hazırlıklı olun. Bu sizin rahatlamanıza
 sebep olcak, "aman varsın orası olmasın
 ben malzeme aldım her ortamı çiçek gibi
 yaparım" düşüncesi oluşcak aklınızda.

○ Cilt bakımına özen gösterin. Mesela
  cildinizi gül suyu ile silmek hem cildinizi
  rahatlatcak hemde zamanla cildinizi
  güzelleştircek. Tabii ardından cildinizi  nemlendirmeyi unutmayın.

○ Stresle başa çıkmak için bitki çayı tüketin.
   Ben Papatya ve Rezene tercih ediyorum.

○ Temiz havada bol yürüyüş yapın.

○ Alışverişe çıkın, özellikle çeyiz
   alişverişine çıkın :)

○ ve en önemlisi müstakbel Nişanlanınızla
  bol bol sohbet edin, güzel şeylerden
  bahsedin.

Bunları yapmak bana iyi geldi. Umarım tüm gelin adaylarına da faydalı olur :)
Unutmayın bu anları ömrünüz de nasipse sadece birkere yaşıcaksınız, olabildiğince keyifini çıkarın...